Hacı hoca , ipin ucu

Katilin cezai ehliyetinin sorumluluğu,  esrar  etkisinde bir hayli kaldığı anlaşılan eylem anındaki takıntılı olup olmaması ve bilinç durumuna göre yargılanır . İşte bunu ,eğer  ilgililere, yargıçlara, teolojisyenlere ve uzmanlara: “bilinç nedir?” diye basitçe sormazsak iyi.

Peki, ya siz nasıl dersiniz kendi kendinize? Çünkü, eğer bu durumu öznenin sorumlusu olduğu önceki aktif düşünce ve eylemlerin müdahalesi ile belirlenen bir hal diye yanıtlarsak,  bir ideolojiye, bir dine ya da basitçe bir tarikata itaat ettiğinde, öznenin tekilliği ne oluyor?

Olgumuzda,  ( Yahudi olarak doğduğu için camdan fırlatılan ninecik olayında ), talep edilen itaat, kutsal kitapta olmayan tüm tavsiyelerden kaçınılmasını bekleyen, düşünmenin, irdelemenin ve kişisel sorumluluğun iptalini isteyen bir din tarafından dayatılmaktadır. Öyle ki, bu metin, gerçekliğin tahribatı pahasına, sürekli, bilinci Tanrının kendisinden başka yazarı olmadığına bilgilendirir : bu, O‘nun İhtişamını geçerli kılmak için öznenin feda edilmesidir.

Esrarın elbette bastırılanları açığa çıkarma özelliği vardır ama galip gelen,  öğretisinin sonucunda özgürlüğün avantajlarını yasaklamayı kazanmış , bilinci bulanıklaştıran dindir.

Bu işlemle oluşan asil zihin bulanıklığının, bütün arzunun tekil olduğu bilinçdışına ait olduğunu fark etmek için uzağa gitmeye gerek yok. Katilimize dönersek, hani uyuşturucu satıcısı ve peygamber olan ; öyle görünüyor ki, önceki günlerde üvey babası tarafından büyü yapıldığından şikâyetlenmisti. Afrika psikoloji bilgisine göre, büyücülüğün bunu bölgesel, fizyolojik bir olay olarak tanıması ve her an her yerde sorumluluklarından vazgeçmeye hazır ve bilinçdışını örtbas eden bir bilinç olmasına uğraşması, alienasyonuna (yabancılaşmasına) bizden daha kaygısız yaklaştıklarını göstermektedir.

Ancak, gerçekten doğru olan ,bilincin ,hem de kendi bilinçdışının önündeki ödlekliğidir.

Ayrıca Freud bunu söylemiş olmalıydı.

                                                                                                      Charles MELMAN

                                                                                                                     25 Nisan 2021

Çeviri:

Derya GURSEL

Sema YURDUSEN